Ana içeriğe atla

Feminizmi yanlış anlayanlar...



Karı gibi ağlama,kız gibi kırıtma düzgün dur, erkek gibi kadın,adamakıllı,adam gibi vs vs. 
Ben size kadınlar üstündür,kadınlar söyledir böyledir demeyeceğim. Kendi görüşlerimi empoze etmeye çalışmayacağım. Sadece düşüncelerimi anlatıp yargıyı size bırakacağım.
Misal sabah mahallede bir sünnet düğünü vardı. Konvoy geçti,silahlar patladı patladı patladı. Bitmedi çınlayan sesler. Oğlumuzun pipisi kesildi. Çünkü vücudunun en önemli kısmı orası. Orası level atlayınca bütün dünyaya duyurmamız gerek. Çocuk da düşünüyor haliyle "Ulan bunlar benim pipime niye bu kadar değer veriyor?". Bilinçaltı çalışıyor. Evet herkesin önemsediği yer burası. Ben bunu istediğim zaman istediğim kişiye gösterebilirim. Kimsenin beni yargılamaya hakkı yok. Ben bununla varım. 
Bunun yanında ilk kez regl olan bir kız. Regl olduğu için ağlıyor. Utanıyor. "Ben bunu nasıl saklayacağım?, marketten nasıl ped alacağım?, ya biri görürse,ya arkama geçerse." 
Bu kızın korkusu aslında o gün başlamıyor. Doğduğundan beri duyduğu şeyler bunlar.
Annesinden veya ablasından böyle gördü. Annesi veya ablası da bir üst nesilden böyle gördü. "Aman efendim bugün kirlenmişim,aman efendim arkama geçmiş mi?" falanlar filanlar. Marketten utana sıkıla aldığı pedin markette çalışanlar tarafından gazeteye sarılması,siyah poşete koyulması. Çünkü bu kız regl olmayı kendi istedi. Çünkü bu olay biyolojik bir vaka değil. Her kızın başına gelmez. Çünkü menstruasyon dönemi kadınlığın doğasında olmamalı. Ama kadınlar hep erkek evlat doğurmalı. Ama lütfen regl olmasınlar. Ayıp çünkü regl olmak. Mümkünse yumurta üretmeden hamile kalsınlar. Ama hep erkek evlat versinler. Zaten bu kadın otomat, parayı atıyorsun, istediğini tuşluyorsun, alttan istediğini alıyorsun. Arada bir istediğini vermezse sağdan soldan vur biraz sars kendine gelir. Zaten erkek evlat vermeyecekse neden kadın ki? Kız evlat vermesin,verse de evde otursun temizlik yapsın. Okumasın asla okumasın. Ama karıma kadın doktorlar baksın. Erkek doktor namahrem çünkü. Kız çocukları evden çıkmadan da okumadan da doktor olabiliyor galiba ben görmedim öyle bir şey. Siz gördünüz mü?  
Feminizm erkek düşmanlığı değildir aslına bakarsanız. Eşitliği savunur. Erkekler bu kadar yüceltilirken ,kadınların bu denli yerin dibine sokulmaması gerektiğini savunur feminizm. 
Ha bir de din adı altında tarikat savunucuları var. Kadınlar evden dışarı çıkmaz, kadın sesi erkeğe haram, erkek sesi kadına haram diyenler. Çünkü 6.yy'da Hz.Muhammed'in eşi Hatice bint Hüveylid altyazıyla ticaret yapıyordu değil mi? Sadece kadın alıcılarla mı ticaretini gerçekleştiriyordu? Peki ya Nene Hatun, peki ya Kara lakaplı Fatma Seher Erden? Bu kadınlar evlerinden çıkmadan mı kurtardılar vatanı? Aslında sizin derdiniz din falan değil. Sizin derdiniz kadınları toplumdan soyutlamak. Zerre sevgi barındırmayan ama sevgi bahanesiyle uyguladığınız kıskançlığınızdan bütün bunların hepsi.
Kadınları aşağılayan sadece bu zihniyet mi? Tabi ki hayır. Bu sistemle büyütülmüş kadınların da payı var bu işte. Kadın diyorum evet, hemcinsini aşağılayabilen kadınlardan bahsediyorum. Evini temizlemeyen komşunun gıybetini yapanlar, kocasından şiddet gören kadına "Haketmiştir. Kim bilir ne yaptı?" diyenler, tek başına yaşayan adama "Böyle olmaz bu evi çekip çevirecek kadın lazım, seni everelim." cinsinde konuşanlar. Kadın hayatını birleştirmen, kararlarına saygı duyup desteklemen, birlikte yaşaman gereken biri değil de,senin arkanı toplayan, karnını doyuran,ihtiyaçlarını gideren biri gibi öğretiliyor sana. Senin de suçun yok be adam, yüzyıllardır süregelen sistemin suçu bu. Ha değiştirmek senin elinde ama. Sen de mecbur değilsin ki bütün ailenin yükünü omuzlarına almaya,sen de mecbur değilsin ağladığını saklamaya, mecbur değilsin hep güçlü görünmeye. Ben seni de savunurum. Senin de kendini kötü hissettiğinde ağlamaya, senin de bir kadının dizine yatıp derdini anlatmaya,başının okşanmasına hakkın var. Mecbur değilsin eşinden fazla maaş almaya ya da eşin senden fazla alınca utanmaya. Çok zor değil ki toplumda var olduğumuzu hissettirmek. Mesleğime,yaşam tarzıma,vücuduma, dış görünüşüme, fikirlerime, kıyafetime saygı duy yeterli. Sana fikrini sormadığım konularda beni eleştirme yeterli. Beni bilen bilir. Çocukluğumdan beri (size göre) değişik düşüncelerim,değişik fotoğraflarım vardır. Seviyorum böyle olmayı ve siz arkamdan "Şu kıza bak ne saçma fotoğraflar paylaşıyor." deseniz de değişmeyeceğim. "Elalem ne der?" diye yaşamayacağım. Sonuçta ben kimsenin hakkını gasp etmiyorum, kimsenin özgürlüğünü kısıtlamıyorum,vatana millete ihanet etmiyorum. Ha illa rahatsız oluyorsan,görmek istemiyorsan, bakmayacaksın.Herkes kendi hayatının başrolüdür. Yan roller ölünce biten dizi gördünüz mü siz? SAYGIlarımla...

Dinlemeniz için Müslüman feministlerden bir şarkı... 
 

Yorumlar

  1. Baccarat | Get Your Baccarat Bonus Here! | Get Your Free Baccarat
    Baccarat is a game 바카라 시스템 배팅 of skill that you could try for free right away. It is a great way to play on a computer or mobile device, but it is not as simple as playing online

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kim Bu Rüzgar Kız?

Fonda   Emir Can İğrek-Beyaz   İyi dinlemeler :) Bu fotoğraf Bekir Anıl Özdemir 'in Rüzgar Kız adını verdiği fotoğrafı :) Peki kim bu Rüzgar Kız? 1994 baharının son günlerinde dünyaya "Slm cnm nbr" diyerek gelen ve 23 yıldır "Ben buraya niye geldim,ne için geldim?" sorularının cevabını arayan bir kız işte. Dört yaşından beri okuyup yazıyor. Hayır yani zaten bıkacaksın ne diye 4 yaşında öğrendin ki demezler mi adama. Demediler. Çocukluğunu babasının uzun yollardan pişmaniye ve oyuncak getirmesini bekleyerek geçirdi bu kız. Ha bir de televizyonun önünde yarım saat dikilerek :) Ta ki babasının bi odanın duvarını yıkıp salonu genişleterek televizyonu başka bir köşeye koyduğunu görene kadar. Ciddiyim. Bir gün okuldan geldim ilkokul 5.sınıfa gidiyordum o zamanlar. Kullanmadığımız odanın duvarı babamın balyoz darbeleriyle aşağı inmiş. Ateş tuğlalıydı evimiz (Liseliler bilmez) :) Yıkmak da zordur valla helal olsun babamın televizyon sevgisine :) Gelelim okul yaşantı

Neden olmasın ki!

Zamanı sadece telefonlarımızın ana ekranından takip ettiğimiz şu günlerde kendimi sorgulamaya  az çok fırsatım oldu. Instagram postları,Facebook beğenileri,Youtube kanalları derken salt izleyici olmak istemediğimi farkettim. Üç kelimeyle beste yapanların, vücutlarıyla klip çekenlerin, çalma listesi oluşturabilme becerisiyle(!) djlik edalarına bürünenlerin dünyasında neden benim de payım olmasın ki. Bakarsınız hiç bilmediğiniz bir mekandan seslenirim ya da hiç aklınıza gelmeyecek bir fikirden konuşuruz. Hatta dinlemediğiniz her güne pişman olacağınız bir şarkı bile paylaşabilirim sizinle. Bazen kadın gözüyle bazen bir mühendis kafasıyla bazen de bir işsiz boşluğuyla... Neden olmasın ki!